‘İnce Ayar’ Bünyeye Zarar…
3 Temmuz’dan bu yana Fenerbahçe cephesinde soruşturmanın arkasındakilerle ilgili çeşitli senaryolar dile getiriliyor. Bunların bazısı kulağa mantıklı gelirken bazısı mantıksız bulunuyor. Doğru veya yanlış Fenerbahçe taraftarının ortaya çıkan parçaları bir araya getirmesini kolaylaştıran açıklamalardan biri de Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın milletvekili seçildiği bölge olan Trabzon’da yaptığı bir konuşma oldu.
Trabzon Türkiye’de çok önemli. Trabzon gülerse, Türkiye güler. Trabzon kalkınırsa Türkiye çok büyük mesaj verir. Şimdi bizim hakkımız olan Trabzonspor’umuzun kupasını almak için de çok ince ayar bir çalışma yapıyoruz. İnşallah hakkı olan Trabzonspor’umuzun kupasını da Trabzon’un müzesine getireceğiz. Allah bize inşallah bunu nasip edecek.
Fenerbahçe hakkında ortaya atılan iddiaların Trabzon kahvelerinden çıkmış havası, iddianamede Zeki Mazlum’un ifadesinden makaslanan Trabzon AK Parti teşkilatının Trabzonspor’un şampiyonluğu için herşeyi yapabileceğine dair sözleri, Trabzon eski milletvekili Kemalettin Göktaş’ın geçen sezonun ikinci yarısındaki “seçim çalışmaları”, operasyonun seçim sonrasına bırakılması ve son olarak Erdoğan Bayraktar’ın “çok ince ayar yapıyoruz” açıklaması ister istemez kafalarda bir algı oluşturuyor. Gazete manşetlerinden çarpıtılarak verilen, çoğu yalan çıkan ve kalanı da onca propagandaya rağmen ispatlanamayan sözde şike anlaşmaları haberleriyle Fenerbahçe camiası nasıl şikeci algısına maruz bırakıldıysa, AK Parti hakkında yukarıda saydığım aklıma gelen gerekçeler nedeniyle Fenerbahçeliler nezdinde de çok ciddi bir algı oluşuyor.
Fenerbahçe yalnız bırakılmaya alışkın olduğu için gösterilen tutumun camianın kenetlenmesine yardımdan başka bir etkisi olmaz. Ancak toplumun her kesiminden insanı içinde barındıran bir sivil toplum örgütünün gözünde oluşacak algı bir siyasi parti için ölümcül sonuçlar doğurabilir. Her sene Fenerbahçe’nin rakiplerinin şampiyonluğunu destekleyen vekiller, dobra! açıklamalar yapan bakanlar ortaya çıkmaya devam ettiği, bu açıklamaları yapanlardan hesap sorulmadığı müddetçe bu rüzgarın tersine dönmesi de mümkün gözükmüyor.
